Abdulkadir Karagöz | 12.08.2018
Güçlü bir devletin omurgası, güçlü bir lider ve istikrarlı bir
yönetimle şekillenir. Liderler, stratejik kararlar almadan önce kısa, orta ve
uzun vadeli riskleri ve kazanımları hesap ederler. Böylece problemleri kaynağında
çözer; maliyetleri azaltır, zaman kaybını önlerler.
Kurumsallığı tam oturmamış, süreçlerinde aksamaların
yaşandığı, karar alma mekanizmalarının yoğun bürokrasiyle yavaşladığı bir
devlet, karşılaştığı problemleri tam anlamıyla çözemez. Böyle bir durumda,
sorunların daha büyük problemlere sebep olmadan çözümü için yönetimsel anlamda
dönüşüm gerekli olur. Doğru bir çalışma ve stratejik planlamalarla birlikte devletin
yeniden organize edilmesi ve planlanması gerekir.
Bu ihtiyaçlar doğrultusunda Türkiye, 24 Haziran seçimleriyle
birlikte makamların azaldığı, yeniliklere hızlı adapte olan, karar alma
süreçleri hızlı işleyen, ortak akıl ve kurumsallaşmanın öneminin farkında olunduğu,
daha yalın ve şeffaf bir yönetim modeline kavuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte; bakanlıkların
sayısı azaltıldı ve icracı yönleri daha ön plana çıkarıldı. Kadim devlet
geleneklerimizde olan ve dönem dönem isimleri farklı şekillerde anılan politika
kurulları ve ofisler yeniden devlet yönetimimizin bir parçası oldu.
Cumhurbaşkanımızın yayınladığı kararnamelerle birlikte;
Finans, İnsan Kaynakları, Dijital Dönüşüm ve Yatırım ofisleri kuruldu. İcrai
faaliyetleri izleyecek, etki analizlerini yapacak ve günün sonunda hedefe
ulaşıp ulaşılmadığı konusunda değerlendirmeler yaparak, öneriler geliştirecek
politika kurulları oluşturuldu. Bilim, Teknoloji ve Yenilik, Eğitim ve Öğretim,
Ekonomi, Hukuk, Kültür ve Sanat, Sağlık ve Gıda, Yerel Yönetim, Sosyal, Güvenlik
ve Dış Politikalardan oluşan bu kurullar, Cumhurbaşkanımızca alınacak kararlar
ve oluşturulacak politikalarla ilgili çalışmalar yürütecekler.
Ofisler ve kurullar eliyle devletin her alanda yapacağı
çalışmalar takip edilecek; çözüm odaklı bir yaklaşımla politikalar ve strateji
önerileri geliştirilecek. Böylelikle ortak akıl ile istişare mekanizmaları daha
sağlıklı bir şekilde işleyecek.
Türkiye’nin
insan kaynakları alanındaki ihtiyaçları açık bir şekilde ortadaydı. İnsan
Kaynakları ofisinin çalışma alanlarına baktığımızda; Türkiye’nin insan kaynağı
envanterinin çıkarılması ve güncellenmesi, ülkemizin vizyonu, hedefleri ve
öncelikleri doğrultusunda insan kaynağının geliştirilmesinin koordine edilmesi
ve yetenek yönetimi projelerinin yürütmesi olduğunu görüyoruz. Ofis ayrıca özel
yeteneklerin keşfini sağlayacak bir yapıda kurgulanmış.
Yatırım ofisiyle ülkemizin yatırım alanları daha net bir
şekilde belirlenecek ve yatırımcılar doğru bir yönlendirmeyle ülkemizi daha çok
tercih edecek. Dijital Dönüşüm ofisi, tüm kamu kurumlarımızın dijital
dönüşümünde öncü rol üstlenecek. Finans ofisiyle, ulusal ve uluslararası
alandaki finans sektörleri takip edilecek, ülkemizin finansal durumu raporlanacak.
Kurulların işleyişlerinde şu kavramları çok sık bir şekilde
duyacağız; istişare, strateji ve politika. Sivil toplum kuruluşları, sektör
temsilcileri ve bilim insanları artık devlet yönetiminde kurullar aracılığıyla
daha etkin olacaklar. Böylelikle karar alma süreçlerinde ortak akılla hareket
edilecek ve problemlerin çözümüne daha kısa sürede ulaşılacak.
Türkiye yeni dönemle birlikte en kılcal damarlarındaki sorunları bile anında fark edecek, hızlı ve etkin bir şekilde çözüme ulaştıracak; her alanda büyük bir atağa kalkacak. Bizi büyük ve güçlü Türkiye idealine ulaştıracak yönetim modelimiz, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.
ABDULKADİR KARAGÖZ